29 Mayıs 2012 Salı

Transfer Oldum

İşsizler ordusu, İstanbul Kültür Üniversitesi'nden bonservis bedeli ödemeden transfer etti beni :(

28 Mayıs 2012 Pazartesi

Seni Değil Kendimi Aldatıyorum...

Ne dedimse inanma 
Seni değil kendimi aldatıyorum 
Sen istediğin kadar 
Varlığın ta kendisi ol 
Ölümsüzlüğün ta kendisi 
Ben günden güne yok olmaktayım 
Bütün ışıkları kaldırıp attım bir yana 
Anlamıyor musun 
Gökyüzü güneş olsa 
Sensiz karanlıktayım...


Ümit Yaşar Oğuzcan

27 Mayıs 2012 Pazar

Yalan Dünya

Yalan bu dünya yalan
Dostluklar, aşklar yalan...

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Alex De Souza...

Çok eleştirildi bu ülkede. Zaman zaman ben de gitmesini istedim. Ama 2004 yazından beri, geldiği günden beri bu takım için neler yapmadı ki. Heykeli dikilsin artık Kadıköy'ün her köşesine. Zaten her Fenerbahçeli'nin gönlüne girdi, hepsinin evine posterleri asıldı.

Ama yine de, sen bir gün gideceksin. O gün sevinenler olacak, üzülenler kadar değil ama merak etme. Bugün sana sallayanlar o gün daha rahat olacaklar ama sallamayacaklar kaptan. Bir gün gideceksin buralardan ve belki de ilk kez bir oyuncu giderken de binlerce taraftar tarafından uğurlanacak, yerinin dolmayacağını bile bile sallayacağız elimizi, diğer elimizle gözyaşlarımızı silerken. O gün sen güzel ailen ile birinci vatanına giderken, ikinci vatanında kalanlar, bizler, seninle yaşadığımız sevinçleri beynimizin bir yerine kazımış olacağız. Yıllar sonra çocuklarımız, torunlarımız senin videolarını izlerken, biz onlara seni canlı canlı izlediğimizi gururla anlatacağız. Sen bir gün gideceksin buralardan doktor, ardında kazandığın milyonlarca yürek olduğu halde hem de. O gün gözyaşı sel olacak gidecek biz senden sonra ne yapacağımızı düşünmeyi bile istemeyeceğiz. Biz senin burada olduğun her güne, çubukluyla oynadığın her maça şükrederken bazıları sana çamur atmaktan vazgeçmeyecekler.

Sen gittikten sonra biz naparız kaptan? Biz önce sana dünya tarihinin gördüğü en büyük jübile maçını yaparız. Ama sensiz naparız kaptan? İstatistikleri alt üst ettin, futbolculuğun ile, adamlığınla, aile babası oluşunla, karakterinle taraflı tarafsız herkesin gönlünü kazandın, örnek gösterildin. Oynadığın maçların tamamına yakınında maçın adamı oldun. 90 dk hiçbir şey yapmadın gibi göründü bazı maçlarda, ama skorboarda bakıldığında ya gol atmıştın, ya asist yapmıştın. Gitme kaptan, bu taraftar sensizliğe hazır değil. Hiçbir zaman da hazır olamayacak. Çünkü yerin hiçbir zaman dolmayacak...


20 Mayıs 2012 Pazar

Nokta Konmuş, Bitmiş Öğrencilik...

Bir yandan üniversite bitmesin istiyorum ama öbür yandan fark ediyorum ki ders çalışmaya taakatim kalmamış. Her sınav dönemi daha az çalışıyorum. Her sonraki sınava daha az çalışıyorum... Artık beynim almıyor hiçbir şey. Bir cümleyi ezberlemek için milyon kez okumam gerekiyor. Ezberliyorum, sınavda aklıma gelmiyor... Sanırım benim öğrenciliğim biteli(!) çok oluyor...

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Benzemez Kimse Sana...

Benzemez kimse sana,
tavrına hayran olayım...


17 Mayıs 2012 Perşembe

Son Günler...

2008 senesine gittim birden. Önce lisedeki son günüme. Herkes ağlıyordu. Gözyaşları sel olmuş, duygusallık tavan yapmıştı. " 4 senemiz birlikte geçti " Koskoca 4 sene diyordu herkes. Sınıfta ağlamayan iki kişiden biriydim. Biraz duygusuz sayılabilecek biriydim de o zamanlar.

Ama şimdi... Yine 4 sene öncesindeyim. Ama bu sefer üniversiteye kayıt olmaya geldiğim ilk günü hatırlıyorum. Ya ne kadar da net hatırlıyorum her şeyi. Hafızam ne kadar iyi! O sene ramazan ayının ilk günüydü. 01.09.2008. Kuzenim gelmişti bize. Daha sonra onla beraber kayda gitmiştik. Üniversitede danıştığım insanlar beni veli kuzenimi öğrenci sanıp, onunla iletişim kurmayı denemişlerdi. Ramazan ayının ilk günü olması nedeniyle gece sahura kalktığımızdan, ikimiz de uykusuzluktan açlıktan ve susuzluktan yorgun düşmüştük. Neyse kaydı olduk, döndük geliyoruz yolda Larien ile karşılamıştık. Bunu daha önceki postlarımda da yazdım sanırım. Neyse yine yazıyım. Ayak üstü iki üç laf ettik. Sonra o her zamanki gibi bir saçmaladı ben de koluna şaplak attım. Sonra öpeyim de geçsin dedim öptürtmedi. Hala söylenir çok acımıştı diye. Öptürseymiş o da değil mi?

Ben aslında 5 Temmuz 2011 den beri mezun havasındayım. En yakın arkadaşlarımdan biri o gün kep attı. O günden sonra ben de mezun olmuş gibiyim. Bu seneden hiçbir şey anlamadım. Nasıl geçti bir sene ya? Hele hele şu bahar dönemi yok mu? Vallaha başlamasıyla bitmesi bir oldu! Tamam 3 ay uzun bir süre değil ama arkadaşım 3 saat gibi bir şey geldi bana :S Şimdiden iki finale girdim bile yarın da iki tane var. 29 mayısta son finalime gireceğim ve 28 haziran da kep atacağım!

Bahar şenlikleriydi geçen hafta. Ben bu sene sadece Sıla ve Model konserlerine gitmek istiyordum. Şansıma Sıla okuduğum üniversiteye geldi. Model'de İTÜ'ye çıktı. Hem de Duman ile aynı gün. Kesin gideceğim diyordum. Ama gidecek kimseyi bulamadım. Tek gidiyim dedim. Ama Sıla'nın dışında Kenan Doğulu da geliyordu okulumuza. Eğer 3 konsere de gidersem 3 gece üst üste konserlerde olacaktım. Yok yok ben bu kadarını kaldıracak kadar sağlam bir kafaya sahip değilim dedim ve gitmedim. İki gün üst üste Sıla ve Kenan Doğulu konserlerine gittim. Üçüncü gün de Murat Dalkılıç konseri vardı. Gitmeyecektim, başım kaldırmaz diye. Ama arkadaşlar çok ısrar etti. Bir de ilk iki konsere gelmeyen bir arkadaşım sadece buna gelmişti, onu da görmek için gittim. Gittim ama baş ağrısı olsun, kulak çınlaması olsun ayak yorgunluğu olsun baş gösterince, ben konserin bir kısmını sinema izler gibi sabit izledim. Haliyle de arkadaşlarım " hödük, odun " gibi yakıştırmalar aldım.

Neyse.. Sıla konserine döneyim. Aslında geçen seneye kadar çok fazla dinlemezdim Sılayı. 3-5 şarkısını ya bilir ya bilmezdim. Ama Vur Kadehi Ustam'ı ve Boş Yere'yi dinledim. Dinleyiş o dinleyiş. O günden beri Sıla dinlemediğim gün olmadı. En sevdiğim şarkısı da Boş Yere'dir. Bir süre her gün facebookta o şarkıyı paylaşırdım. Arkadaşlarım çooooookkkk küfretmişti yeter artık diye. Konserde bir arkadaşım bana " şu an söylenen şarkı bana geldi, bundan sonraki de sana gelsin " dedi. Şansıma söylediği şarkı Boş Yere oldu. Keyifle dinledik, eşlik ettik. En son da Gol şarkısını söyledi. Sarhoşlarla bir olup tepindim gibi bir şey o şarkı esnasında :D Ama erken bitirdi konseri. 2 saat bile sürmedi. O gün bir arkadaşım bira ve tekiladan kafayı bulmuştu. Normalde sarhoş insanları sevmem ama o bayağı keyifliydi. Özellikle bir ara yanımdan kaybolduktan sonra tekrar gelip " bir kumru yemişim ki " diyerek bana sarılmasını herhalde sittin sene unutamayacağım ahaha. Yalnız aklım kızda kalmasın diye evine bırakmak istedim. Ama Göztepe'de oturuyordu ve orası bana çooookkk uzaktı. İyiyim giderim ben dedi. Metrobüsle beraber gittik, sonra ben kendi yolumda indim. O da sağ salim evine ulaştı. Ama baş ağrısından ertesi sabah uyanamadığı için okula gelemedi, sunumunu yapamadı ve 0 aldı.

İkinci konser: Kenan Doğulu. Söyleyeceğim tek şey: Şenlik demek, konser demek, performans demek Kenan Doğulu demek. Daha önce çalıştığım bir organizasyonda izleme fırsatım olmuştu Kenan'ı. Ama o banka işi olduğundan bu kadar eğlenceli değildi. Bu sefer gerçekten herkesi coşturdu. Sahneyi çıkışı, dansları, şarkıları, performansı... Olumsuz eleştirebileceğim hiçbir şey yoktu o konserde. Ama tabi bende konserin yarısından sonra fiziki yorgunluk baş göstermeye başladı. Yaşlanmışım kaldıramıyorum 2 konser üst üste. Ama bundan sonra Kenan'ın çıktığı her yere giderim arkadaş!

Üçüncü ve son konser. Çok değinmeyeceğim. Murat Dalkılıç. Dinlemem de. Arkadaşları kıramayıp gittim. Aklımda kalan yanı şu oldu. Sıla konserinde Göztepe'ye bırakmadığım kız bu sefer bir şişe votka mı ne içmiş, ve sonra tuvalette baygın yatarken bulunmuş. Tabi ben konser boyunca 1907 tane mesaj attım ona ama hiçbirine dönemedi haliyle.

Duman İstanbul Üni'ye çıktı. Larien'e eşlik edip gitmek istedim ama o güne Süper Finali koydular gidemedim. Yine şampiyonluğu son hafta kaçırdık. Ama herkes şunu bilsin: FENERBAHÇE ya şampiyon olur ya da son topa kadar şampiyonluğu kovalar. Başkaları gibi daha ilk yarıdan havlu atmaz. 3-4 sene de 1 değil, her sene şampiyonluğa oynar. Zaten başkanımız ve yöneticilerimiz içerideyken ne kaçan şampiyonluğa üzüldük ne de dün 29 yıl aradan sonra gelen kupaya sevinebildik. Onlar özgürlüklerine kavuşssunlar, yeter bize.

Süper Final'de çıkan olaylara gelince. Hiçbir hareket yokken, " Fethullah sikecek hepinizi / Evet biz İmamın Ordusuyuz siz de bu ülkeden gideceksiniz " diyerekten taraftarımızı coplayan, biber gazı sıkan, plastik mermi atan polislere de o copları, biber gazlarını, plastik mermileri bırakıp karşımıza çıkmalarını söylüyorum!

Bu mezuniyetle ilgili, hayatımın en güzel döneminin bitmesiyle ilgili yazarım da yazarım daha. Ama şunu söyleyeyim: Bu mezuniyet, geleceğimdeki belirsizlik bir tuhaf yaptı beni. Benden beklenmeyen şeyler yapıyorum. Hadi hayırlısı...


13 Mayıs 2012 Pazar

Sadece, Yaşa...

Düşmekten mi korkuyorsun; düş.
Yaralanmaktan mı korkuyorsun; yaralan.
Sonra iyileş.
Yeniden kalk.
Yeniden başla.
Yeniden sev.
Yeniden âşık ol.
Bir daha mı düştün?
Bir daha kalk.
Er ya da geç, beklediğin gelecek.
Er ya da geç aradığın seni bulacak.
Ama sen bir kez yıldın mı, korktun mu,
Maskeni yüzüne geçirip kalkanlarını kuşandın mı, o zaman bitecek.
Beklediğin her ne ise asla gelmeyecek!



Ve unutma! Marifet hiç düşmemek değil,
Her düştüğünde yeniden ayağa kalkabilmektir.



7 Mayıs 2012 Pazartesi

FENERBAHÇE YENİLMEZ!

Her şey tereyağından kıl çekercesine kolay olacaktı! Zaten kendileri yerleştirmişti o kılı her yere.. Ama hesap edemedikleri bir şey vardı kumpasçı kurgucuların; FENERBAHÇE’nin direnişi!

Neler söylenmedi, neler yazılmadı, neler yapılmadı ki!..

Daha ilk günden şikeci ilan edildi koskoca bir camia! O camianın lideri kolunda serumlarla dolaştırıldı! Daha hastanedeyken “Metris” yazıldı adres hanesine.. Doktorların " ölmesi riskini göze alıyorsanız sorguya devam edin " uyarılarına rağmen hastaneye gönderilmeyip sorguya alındı...

Montajlanmış silah görüntüleriyle, binbir palavrayla çete lideriymiş gibi lanse edildi hayasızca..

Azılı bir suçluymuş gibi emniyette çekilen fotoğrafları yayınlandı.. Yetmedi o fotoğrafa ödül verildi..

150-200 yıl hapis cezaları biçildi gazete manşetlerinde.. Ve 300 küsür gündür esir tutuluyor yok yere..

Yöneticilerin ne itirafçılığı kaldı, ne intihar teşebbüsleri! Aileler, sevenler yaralandı, duygularıyla oynandı..

Sporcuların alınterlerin kara leke sürülmeye çalışıldı.. Akıllarınca FENERBAHÇE Cumhuriyeti’nin onuruna halel getirmeye çalıştı bu pervasızlar! Topyekün bir linç kampanyası, adeta bir sürek avı sergilendi kendisine medya diyen ucubenin aracılığıyla!

Sonuç, elde var sıfır! Ne aşkına koşulsuz inanan milyonları kandırabildiler, ne de doğru bildikleri yoldan özgürlükleri pahasına bile dönmeyen cesur adamları pes ettirebildiler..

Her geçen gün daha da iğrençleştiler bu yüzden.. “Üflemeyle sönmeyen ateş”ten, “Dünyanın sonu gibi bir şey olur”lara kadar geldik.. Taş da atıldı sahada bıçak ta.. Hatta silah bile çekildi sonunda.. Sözde FENERBAHÇE’yi kurtarmak için yapılan yasalar paravan edildi kendi pisliklerini temizlemek için.. Kanun, hak, hukuk, vidan ayaklar altına alındı!..

Güç sevdaları yüzünden, nefret tohumları ekildi insanlar arasına! Engeller, uyduruktan cezalar, alçakça iftiralar sıradanlaştı söz konusu FENERBAHÇE olunca! Takım doktoruna bile ceza verildi, artık nesinden korkuluyorsa!

Ama olmadı, olmadı! Bütün planları ayaklarına dolaştı!. Birbirine kenetlenmiş bir aile oldu SARI LACİVERT aşıklar! Sahada da, saha dışında da boyun eğmediler bu zulme!..

Eğmeyecekler de.. Hala bozuk senaryolar peşindeler! AZİZ YILDIRIM’a toz konduramayacaklarını anlayınca zavallı akıllarıyla kurban seçtiler İLHAN EKŞİOĞLU’nu, ŞEKİP MOSTUROĞLU’nu, CEMİL TURAN’ı.. Ama büyük başkan aylar önce vermişti bu heveslerine gereken cevabı:

“Bu ulu çınardan tek bir yaprak dahi koparamayacaksınız”

Öyle yağma yok.. Bu isimler suçluysa -ki tertemizler- düşürün o zaman FENERBAHÇE’yi! Yok buna yüreğiniz yetmiyorsa kabullenin gerçeği!. Ve FENERBAHÇE’ye çamur atıp, yaralamanın bedelinin hukuk önünde ödemeye hazır olun!..

Değil tertemiz yöneticilerini, kulübün kapısındaki taş parçasını bile vermeyecek FENERBAHÇE kimseye!

Bütün baskı ve zorbalıklarınıza rağmen kabusunuz olan FENERBAHÇE’nin uykularınızı kaçırdığı, korkudan üç buçuk attırdığını itiraf edin artık! Başka çıkar yolunuz kalmadı çünkü!

Darbecileri derbeder etti ve ediyor FENERBAHÇE! Her gün bıkmadan, usanmadan!



12 Numara



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...