15 Ocak 2012 Pazar

Huzur İçinde Yat Büyük Kaptan...

Türk futbolunun ordinaryüsü, efsane futbolcu Lefter Küçükandonyadis 13.01.2012 Cuma akşamı, 86 yaşındayken hayata gözlerini yumdu. Efsaneye Allah'tan rahmet, onu seven herkese sabırlar diliyorum.

Televizyonlarda iki gündür Lefter'in hayatı anlatılıyor. Bugünde saat 11,00'de Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadyumunda Lefter için cenaze töreni düzenlendi. Dün akşam Fenerbahçe Spor Kulübü Yönetim Kurulu yaptığı açıklamada törene " Lefter'i seven herkesi " davet etti. Bu davete icap edenler arasında ( sevdiğimden değil de sahip olduğu makamdan ötürü yazıyorum ) Başbakan, Bazı Bakanlar, Emniyet Müdürü, Vali ve tanımadığım pek çok siyasilerin dışında, Spor Camiasından önemli isimler ve Lefter'in pek çok hayranı tribünlerdeydi. Ve belki de Şükrü Saraçoğlu tribünlerinde ilk defa Galatasaray atkılı, Beşiktaş atkılı, Fenerbahçe atkılı taraftarlar yan yana, aynı duyguyu, aynı acıyı paylaşarak bulundular. ( Trabzonspor atkılı kimseyi göremedim ama eminim onlar da gelmiştir sonuçta binlerce kişiyi görmek mümkün değil yada belki de atkı takmamıştır gelen Trabzonsporlular )

Uzun uzadıya Lefter Küçükandonyadis'ten bahsetmeyeceğim. Zaten Google'a ismini yazdığınızda pek çok bilgiye ulaşabilirsiniz. Ama söylemek istediğim bazı şeyler var. Bugün televizyon başında cenaze törenini izlerken Lefter'in Başkanımız Aziz Yıldırım'a yazdığı mektup okunduğunda gözlerimden yaş geldi ki ben öz dedesinin, öz halasının ölümünde ağlamayan biriyim. ( Sadece bu ikisini söyledim çünkü çok şükür birinci dereceden yakın akrabalarım arasında sadece iki kişiyi kaybettim, Allah diğerlerine uzun sağlıklı ömürler versin ) Yazımın sonuna hem Lefter'in mektubunu, hem de Başkanımızın cevabını ekleyeceğim. Lefter Rum kökenli olduğu için aktif futbola başladığı dönemlerde aşırı milliyetçi yada ırkçı Türkler tarafından istenmedi, hor görüldü, dışlandı ve ülkeden gitmesi, milli formayı giymemesi istendi. Ama o gitmedi. İnat etti. Ne Fenerbahçe'den ayrıldı, ne de güzelim ülkemizden. Türkiye A Milli Futbol Takımı formasını 50. kez giydiğinde, o formayı 50 kere giyen ilk Türk futbolcu oldu. Toplamda 58 kere giydiği milli forma ile 22 gol atıp, uzun yıllar boyunca milli maçlarda en çok gol atan oyuncu olarak kaldı. Rum olduğu için milli formayı giymesinin tartışıldığı dönemlerde de Yunanistan milli takıma karşı oynayıp gol atarak, kazanmak için var gücüyle oynayarak, mağlubiyeti kabullenmeyen hırslı kişiliğiyle tüm tartışmalara son verdi. Daha 1950'li yıllarda transfer ücreti ödenerek yurt dışına transfer olan ilk Türk futbolcu oldu. İtalya'nın Fiorentina takımında, Fransa'nın Nice takımında sadece 1 yıl, Yunanistan'ın AEK takımında ise 1 yıldan daha az oynamasına rağmen, ve oralarda 60 sene öncesinde bulunmasına rağmen Fiorentina takımı da, Nice takımı da, AEK takımı da Lefter'i andılar. Bu da Lefter'in ne kadar olumlu izler bıraktığının kanıtıdır.

Lefter Küçükandonyadis'in Başkanımıza mektubu:

"İlk önce sana güç, kuvvet ve sabırlar diliyorum. Fenerbahçe’ye ve sana haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Bunları yanına gelip söylemeyi isterdim, fakat doktorum izin vermiyor. Rıdvan da sağ olsun helikopter temin etmiş beni sana getirmek için. Uçmaktan çekinmeme rağmen gelmek istedim sana, ama izin vermiyorlar lanet olsun.

Ben formayı giyerek hizmet ettim Fenerbahçe’ye. Sen ise başkan olarak inanılmaz işler başardın. Gelip gözlerimle gördüm. Daha yapacağın çok iş var. Yürekten söylüyorum ki yapacaksın. Moralini bozma sakın. Görüyorum ben, herkese senin arkanda. Geçen gün taraftarlar geldi buraya. Gördüm herkes dua ediyor sana.

Haluk Hergün ve Alp Bacıoğlu hayatımı yazıyor, yakında basılacak. Sen de bir kaç satır yazarsan bu kitap için sevinirim. Yanına gelemiyorum ama sana torunum Özlem’le bir resmimi ve mektubumu gönderiyorum. Benim için yaptıklarını unutamam asla. Ne kadar ömrüm kaldı bilemem. Hakkını helal et yeter benim için.

Lefter Küçükandonyadis"




Başkanımızın Lefter'e cevap olarak yazdığı ama ölmeden önce Lefter'e ulaşamayan mektup:

"Hayatımızın farklı noktalarında, farksız bir inançla gönülden bağlandığımız renkler bizi bir araya getirmişti.

Şimdi geriye dönüp bakınca, 2005’teki o maçı hatırlıyorum Lefter Ağabey. Aslında daha da çok maç öncesini… Taraftarlarımız, seni, Efsane Özel Ödülü’ne layık görmüştü; tribünleri birlikte selamlamıştık.

Bugün ise birlikte değiliz, maalesef.

Elimden gelse yine yanında olurdum, sarı lacivert atkınla, bize tarihimizden anılar anlatmanı isterdim, yine…

104 yıllık tarihin ötesine geçmiş, her rengin idolü bir isim olmanla hep gurur duydum; yeşil sahadaki mucizelerine yetişememiş gençlerin, ’Ver Lefter’e Yazsın Deftere’ sözleriyle seni bugün dahi yaşıyor olması ise mutluluğum oldu.

Rekorların, birbirinden güzel gollerin, camiamıza yaşattığın sayısız zaferler… Bunların hiçbiri değil, bizim gururumuz olmanın en temel sebebi. Saha dışına taşıdığın büyük Fenerbahçe sevgin bizi bir adım daha yaklaştırdı sana.

Bugün birlikte değiliz maalesef.

Sana olan saygımız, sevgimiz ise değişmedi; duygularımız ise daha yoğun…

Fotoğrafını ve mektubunu aldım. İyi dileklerin ve duaların için teşekkür ederim.

Fenerbahçe’ye hizmet etmek her ne şekilde ve nerede olursa olsun benim için en büyük onur. Fenerbahçe için yapmamız gereken çok şey var; senin de Fenerbahçeli yeni nesillere anlatacak daha çok anın olmalı…

Umarım, yine bir maç öncesi birlikte çıkarız sarı lacivert tribünlerin önüne… Sen yine Sarı Lacivert atkını takarsın, ben de seninle birlikte bir kez daha adım atarım yeşile…

Hakkını helal et demişsin Lefter Ağabey, Türk Futbolu’nun Ordinaryusu’na hakkım helal olsun...

Aziz YILDIRIM
Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı"







Kaptanımız Alex De Souza'nın Efsane Kaptan'ın arkasından söyledikleri:

"Lefter’i Ada’da ziyaret ettiğim gün, Türkiye içerisinde bulunduğum günler içerisinde, belki de yaşadığım en mutlu en onurlu ve en gururlu olduğum anlardan bir tanesiydi. Özelikle son zamanlarda kendisinin sağlığı açısından yaşadığı zor günler ve vefatı beni çok üzdü. Fenerbahçe gibi büyük taraftara sahip olan kulüplerde böyle büyük efsaneler hiçbir zaman ölmezler. Burada onun son yolculuğunda, şunun sözünü vermemiz gerekiyor ki, onun büyük başarılarla bıraktığı çubuklu formayı en iyi şekilde taşıyacağım. Bunun yapılması için de elimden geleni yapacağım"







Tribünler inledi binlerce kere,
Ver Leftere yaz deftere...
Bitti kalem, doldu defter,
Huzur içinde yat Lefter !
- Bu taraftar seni unutmayacak ! -











2 yorum:

DOREMİ dedi ki...

Türkiye nin ve takımının-taratarların başı sağolsun..:))

Denktaş içinde aynı üzüntüyü yaşıyorum..:))

Sparrow dedi ki...

Teşekkürler crazywomanrosemary, Denktaş içinde üzüldüm, onunda sevenlerine sabır kendisine rahmet diliyorum.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...