17 Mayıs 2012 Perşembe

Son Günler...

2008 senesine gittim birden. Önce lisedeki son günüme. Herkes ağlıyordu. Gözyaşları sel olmuş, duygusallık tavan yapmıştı. " 4 senemiz birlikte geçti " Koskoca 4 sene diyordu herkes. Sınıfta ağlamayan iki kişiden biriydim. Biraz duygusuz sayılabilecek biriydim de o zamanlar.

Ama şimdi... Yine 4 sene öncesindeyim. Ama bu sefer üniversiteye kayıt olmaya geldiğim ilk günü hatırlıyorum. Ya ne kadar da net hatırlıyorum her şeyi. Hafızam ne kadar iyi! O sene ramazan ayının ilk günüydü. 01.09.2008. Kuzenim gelmişti bize. Daha sonra onla beraber kayda gitmiştik. Üniversitede danıştığım insanlar beni veli kuzenimi öğrenci sanıp, onunla iletişim kurmayı denemişlerdi. Ramazan ayının ilk günü olması nedeniyle gece sahura kalktığımızdan, ikimiz de uykusuzluktan açlıktan ve susuzluktan yorgun düşmüştük. Neyse kaydı olduk, döndük geliyoruz yolda Larien ile karşılamıştık. Bunu daha önceki postlarımda da yazdım sanırım. Neyse yine yazıyım. Ayak üstü iki üç laf ettik. Sonra o her zamanki gibi bir saçmaladı ben de koluna şaplak attım. Sonra öpeyim de geçsin dedim öptürtmedi. Hala söylenir çok acımıştı diye. Öptürseymiş o da değil mi?

Ben aslında 5 Temmuz 2011 den beri mezun havasındayım. En yakın arkadaşlarımdan biri o gün kep attı. O günden sonra ben de mezun olmuş gibiyim. Bu seneden hiçbir şey anlamadım. Nasıl geçti bir sene ya? Hele hele şu bahar dönemi yok mu? Vallaha başlamasıyla bitmesi bir oldu! Tamam 3 ay uzun bir süre değil ama arkadaşım 3 saat gibi bir şey geldi bana :S Şimdiden iki finale girdim bile yarın da iki tane var. 29 mayısta son finalime gireceğim ve 28 haziran da kep atacağım!

Bahar şenlikleriydi geçen hafta. Ben bu sene sadece Sıla ve Model konserlerine gitmek istiyordum. Şansıma Sıla okuduğum üniversiteye geldi. Model'de İTÜ'ye çıktı. Hem de Duman ile aynı gün. Kesin gideceğim diyordum. Ama gidecek kimseyi bulamadım. Tek gidiyim dedim. Ama Sıla'nın dışında Kenan Doğulu da geliyordu okulumuza. Eğer 3 konsere de gidersem 3 gece üst üste konserlerde olacaktım. Yok yok ben bu kadarını kaldıracak kadar sağlam bir kafaya sahip değilim dedim ve gitmedim. İki gün üst üste Sıla ve Kenan Doğulu konserlerine gittim. Üçüncü gün de Murat Dalkılıç konseri vardı. Gitmeyecektim, başım kaldırmaz diye. Ama arkadaşlar çok ısrar etti. Bir de ilk iki konsere gelmeyen bir arkadaşım sadece buna gelmişti, onu da görmek için gittim. Gittim ama baş ağrısı olsun, kulak çınlaması olsun ayak yorgunluğu olsun baş gösterince, ben konserin bir kısmını sinema izler gibi sabit izledim. Haliyle de arkadaşlarım " hödük, odun " gibi yakıştırmalar aldım.

Neyse.. Sıla konserine döneyim. Aslında geçen seneye kadar çok fazla dinlemezdim Sılayı. 3-5 şarkısını ya bilir ya bilmezdim. Ama Vur Kadehi Ustam'ı ve Boş Yere'yi dinledim. Dinleyiş o dinleyiş. O günden beri Sıla dinlemediğim gün olmadı. En sevdiğim şarkısı da Boş Yere'dir. Bir süre her gün facebookta o şarkıyı paylaşırdım. Arkadaşlarım çooooookkkk küfretmişti yeter artık diye. Konserde bir arkadaşım bana " şu an söylenen şarkı bana geldi, bundan sonraki de sana gelsin " dedi. Şansıma söylediği şarkı Boş Yere oldu. Keyifle dinledik, eşlik ettik. En son da Gol şarkısını söyledi. Sarhoşlarla bir olup tepindim gibi bir şey o şarkı esnasında :D Ama erken bitirdi konseri. 2 saat bile sürmedi. O gün bir arkadaşım bira ve tekiladan kafayı bulmuştu. Normalde sarhoş insanları sevmem ama o bayağı keyifliydi. Özellikle bir ara yanımdan kaybolduktan sonra tekrar gelip " bir kumru yemişim ki " diyerek bana sarılmasını herhalde sittin sene unutamayacağım ahaha. Yalnız aklım kızda kalmasın diye evine bırakmak istedim. Ama Göztepe'de oturuyordu ve orası bana çooookkk uzaktı. İyiyim giderim ben dedi. Metrobüsle beraber gittik, sonra ben kendi yolumda indim. O da sağ salim evine ulaştı. Ama baş ağrısından ertesi sabah uyanamadığı için okula gelemedi, sunumunu yapamadı ve 0 aldı.

İkinci konser: Kenan Doğulu. Söyleyeceğim tek şey: Şenlik demek, konser demek, performans demek Kenan Doğulu demek. Daha önce çalıştığım bir organizasyonda izleme fırsatım olmuştu Kenan'ı. Ama o banka işi olduğundan bu kadar eğlenceli değildi. Bu sefer gerçekten herkesi coşturdu. Sahneyi çıkışı, dansları, şarkıları, performansı... Olumsuz eleştirebileceğim hiçbir şey yoktu o konserde. Ama tabi bende konserin yarısından sonra fiziki yorgunluk baş göstermeye başladı. Yaşlanmışım kaldıramıyorum 2 konser üst üste. Ama bundan sonra Kenan'ın çıktığı her yere giderim arkadaş!

Üçüncü ve son konser. Çok değinmeyeceğim. Murat Dalkılıç. Dinlemem de. Arkadaşları kıramayıp gittim. Aklımda kalan yanı şu oldu. Sıla konserinde Göztepe'ye bırakmadığım kız bu sefer bir şişe votka mı ne içmiş, ve sonra tuvalette baygın yatarken bulunmuş. Tabi ben konser boyunca 1907 tane mesaj attım ona ama hiçbirine dönemedi haliyle.

Duman İstanbul Üni'ye çıktı. Larien'e eşlik edip gitmek istedim ama o güne Süper Finali koydular gidemedim. Yine şampiyonluğu son hafta kaçırdık. Ama herkes şunu bilsin: FENERBAHÇE ya şampiyon olur ya da son topa kadar şampiyonluğu kovalar. Başkaları gibi daha ilk yarıdan havlu atmaz. 3-4 sene de 1 değil, her sene şampiyonluğa oynar. Zaten başkanımız ve yöneticilerimiz içerideyken ne kaçan şampiyonluğa üzüldük ne de dün 29 yıl aradan sonra gelen kupaya sevinebildik. Onlar özgürlüklerine kavuşssunlar, yeter bize.

Süper Final'de çıkan olaylara gelince. Hiçbir hareket yokken, " Fethullah sikecek hepinizi / Evet biz İmamın Ordusuyuz siz de bu ülkeden gideceksiniz " diyerekten taraftarımızı coplayan, biber gazı sıkan, plastik mermi atan polislere de o copları, biber gazlarını, plastik mermileri bırakıp karşımıza çıkmalarını söylüyorum!

Bu mezuniyetle ilgili, hayatımın en güzel döneminin bitmesiyle ilgili yazarım da yazarım daha. Ama şunu söyleyeyim: Bu mezuniyet, geleceğimdeki belirsizlik bir tuhaf yaptı beni. Benden beklenmeyen şeyler yapıyorum. Hadi hayırlısı...


2 yorum:

Kibritci Kız dedi ki...

vayyy yoruldum beee !

ne yoğunsun :)

Sparrow dedi ki...

sadece bir haftalığına kibritçi :)

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...