7 Aralık 2011 Çarşamba

Bir Kitaptan / VII

... Önce bir ses duydum; kınından sıyrılan bir bıçak, zehrini kusan bir engereğin tıslaması, yırtılan tenin yumuşak yankısı. Baktım, şimdi Alaeddin duruyordu karşımda. Gülümsemeye çalıştım bırakmadılar, bakışlarımla anlatmak istedim, fırsat vermediler. Aynı anda yedi kez parladı yedi bıçak dolunayın ışığında. Aynı anda tam yedi kez sarsıldım. Yedi kez açıldı bedenimde yedi ateş çiçeği. Sonra yedi ateş çiçeğinden usulca gökyüzüne yükselen kendi ruhum. Sonra taşa damlayan kan. Sonra gökyüzünde dolunay, bahçede toprak kokusu, ürkütücü bir serinliğin içinde yüzen ağaçlar, katmerlenen kış gülleri, tazelenen nergisler, bedenimi parçalayan yedi kişi. Yedi öfkeli yürek, nefret tarafından ele geçirilmiş yedi akıl, yedi keskin bıçak. Ne yaptıklarının farkında bile olmayan yedi zavallı adem. Ve sonra taştaki kan; canlı cansız ne kadar mahlukat varsa hepsini içine alarak koyulaşan o bir damla kan...

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...