Aslında bu yazıyı çok daha önce paylaşmayı düşünüyordum ama hem veriler elime biraz geç ulaştı, hem de gerekli vakti tam olarak bulamadım. Fazla yorum yapmadan konuyla ilgili yapılmış araştırmalar sonucu elde edilmiş verileri sizlerle paylaşıyorum.
-Şiddet
Her 10 kadından 4’ü fiziksel şiddete maruz kalmaktadır.
Her 4 kadından 1’i yaşadığı şiddet sonucunda yaralanmıştır.
Kadınların yüzde 15’i cinsel şiddete maruz kalıyor.
Her 10 kadından 1’i gebeliği sırasında fiziksel şiddete maruz kalmıştır.
-İstihdam
Dört kadından yalnızca biri işgücüne katılıyor.
Kadınların istihdam oranı % 22,3’tür.
İşsiz kadınların iş arama süresi de işsiz erkeklerin iş arama süresinden daha uzundur.
Kadınların en çok istihdam edildiği sektörler sırasıyla; hizmet, tarım ve sanayi.
Tarımda istihdam edilen kadınların %96,2’si herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlı bulunmamaktadır.
Kırdaki 100 kadından 84’ü tarım kesiminde ve bunların yüzde 78’i herhangi bir ücret almaksızın ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaktadır.
Eğitim arttıkça işgücüne katılım da artmaktadır.
Okuryazar olmayan kadınların işgücüne katılım oranı yüzde 15, lise altı eğitimlilerde yüzde 21,8, lise mezunlarında yüzde 33,7 yükseköğretim mezunlarında yüzde 70,5’tir
-Hane halkı ve ev bakımına harcanan zaman
Kadınlar:5 saat 17 dakika
Erkekler:51 dakika
Çalışan Kadınlar:4 saat 3 dakika
Çalışan Erkekler:43 dakika
-Üniversiteliler
Rektör %5,2
Dekan % 15,3
Profesör% 27,7
Doçent% 31,8
Öğretim görevlisi %38,7
-Meclis
Meclisimizde kadın milletvekili oranı %8.8 (48/550)
Diğer Ülkelerde ise;
Yunanistan’da % 17,
Bulgaristan’da % 21,
İran’da % 3 ,
Rusya’da %14,
Suriye’de % 12,
Ermenistan’da % 8
Ruanda’da % 56
İsveç’te % 47
Güney Afrika’da % 45
İzlanda’da ve Küba’da % 43
Bunlara ek olarak ülkemizde;
81 il belediye başkanının 2’si; 923 ilçe belediye başkanının ise 15’i kadındır
Belediye Meclis Üyelerinin % 4,21’i
İl Genel Meclisi Üyelerinin % 3,25’i
Köy Muhtarlarının % 0,2’si
Mahalle Muhtarlarının % 2’si kadındır.
Ülkemizde toplam 25 kadın mülki idare amiri bulunmaktadır.
Kadın valimiz bulunmazken, 464 Vali Yardımcısından 10’u ve 801 Kaymakamdan 13’ü kadındır.
20 müsteşar içerisinde sadece 1, 63 müsteşar yardımcısı içerisinde ise 2 kadın bulunmaktadır.
Ülkemizde görev yapmakta olan 138 Genel Müdür'den yalnızca 10’u kadındır.
110 Büyükelçimizden 11’i kadındır.
-Eğitim
Yetişkin okumaz yazmazlık oranı kadınlarda %13,9 iken erkeklerde %3,4’tür.
Yetişin kadın okumaz - yazmazlığının en yüksek olduğu yer %32,2 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi, en düşük olduğu yer ise % 8 ile İstanbul’dur.
Batı Karadeniz Bölgesinde okumaz yazmazlık oranı kadınlarda %17,5 erkeklerde % 4,9’dur.
İlköğretimde çalışan kadın öğretmenlerin oranı %52
Okul müdürleri ve müdür yardımcılarının %9’u kadın Halk Eğitim Merkezlerince açılan kurslardan:
Mesleki kursları bitirenlerin yüzde 63,6’sını,
Sosyo-kültürel kursları bitirenlerin yüzde 55,7’sini,
Okuma-yazma kurslarını bitirenlerin yüzde 76,4’ünü kadınlar oluşturmaktadır.
-Sağlık
Her 10 kadından 1’i hamileliği boyunca doğum öncesi bakım hizmeti alamamaktadır.
Her 100 kadından 15’i doğum sonrası bakım hizmeti alamamaktadır.
Her 10 doğumdan 1’i herhangi bir sağlık personeli yardımı olmaksızın gerçekleşmektedir
(Doğum Öncesi) Eğitimi olmayan kadınların % 78,2’si, -İlköğretim mezunu kadınların % 93,3’ü, -Lise ve üzeri eğitim seviyesinde olan kadınların ise % 99,3’ü doğum öncesi bakım hizmeti almaktadır.
(Doğum Sonrası) Eğitimi olmayan kadınların % 62,8’i, -İlköğretim mezunu kadınların % 84,2’si, -Lise ve üzeri eğitim seviyesinde olan kadınların ise % 90,8’i doğum sonrası bakım hizmeti almaktadır.
-Eğitim
36.098.842 kadın + 36.462.470 erkek =72.561.312
2009 yerel seçim sonuçlarına göre ülkemizdeki iki illin belediye başkanı kadındır.(Aydın ve Tunceli)
Ülkemizde kadın vali bulunmuyor. Bir Müsteşar /MEB bulunmaktadır.
İlköğretimde çalışan öğretmenlerin %52’si,
Ortaöğretimde çalışan öğretmenlerin %41,9’u kadındır.
Okul Müdürlerinin içinde kadınların oranı % 9
Milli Eğitim Bakanlığında görev yapan 17 Genel Müdürden 1 tanesi kadındır.
Bir kadın il milli eğitim müdürü vardır
Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğünde görev yapan 14 Daire Başkanından 2 tanesi kadındır.5 kadın il sosyal hizmetler müdürü vardır.
-Çalışan Kadınlar Yönetimdeki Rolleri / İş Dünyasında Kadın
Türkiye’deki kadın yöneticilerin profilini ortaya koyan bu çalışma kapsamında 79 kadın yönetici ile görüşüldü. Ankete katılan yöneticilerin yüzde 3’ü şirket ortağı veya sahibi, yüzde 11’i yönetim kurulu üyesi, yüzde 78’i müdür, yüzde 1’i müdür yardımcısı, yüzde 7’si şef veya süpervisör pozisyonunda. Ankete katılanların ortalama çalışma süreleri 10 ile 15 yıl arasında.
Görüşme yapılan kadın yöneticilerin yüzde 67 gibi büyük bir çoğunluğu 21 ile 34 yaş arasında, yüzde 29’u 35 ile 49 yaş arası grupta, yüzde 4’ü 50 yaş üzerinde. Kadın yöneticilerin tamamı sanıldığı gibi “evli ve çocuklu” tanımlamasına uygun değil. Araştırmaya katılanların yüzde 62’si evli, yüzde 29’u bekâr, yüzde 9’u ise boşanmış. Çocuk sahibi olanların oranı ise yüzde 39 düzeyinde. Tek çocuk sahibi olanlar yüzde 71.2 gibi bir oranla çoğunlukta, iki çocuk sahibi olanların oranı ise yüzde 28.8’de kalıyor. Üçten fazla çocuğu olan ise yok.Yüzde 32’si yüksek lisanslı.
Türkiye’deki kadın yöneticilerin kökenlerine bakıldığında, eğitim düzeyi yüksek ailelerden geldikleri görülüyor. Babalarının yüzde 70’i, annelerinin ise yüzde 37,5’i üniversite mezunu. Annesi lise mezunu olanların oranı yüzde 37,5, babası lise mezunu olanların oranı ise yüzde 17,5 düzeyinde...
Eğitim düzeyi açısından kadın yöneticilerin erkeklerden farkı yok. Kariyer basamaklarını tırmanmak için onlarda yüksek lisansa ağırlık veriyor. Belli bir konuda uzmanlaşmaya yöneliyorlar. Kadın yöneticilerin yüzde 32’sinin yüksek lisans derecesi var, yüzde 64’ü üniversite, yüzde 4’ü ise lise mezunu.
Kadın yöneticilere en son mezun oldukları okullar sorulduğunda, en saygın üniversitelerde eğitim aldıkları ortaya çıkıyor. Yüzde 19’unun yurtdışındaki üniversitelerden, yüzde 15.2’sinin Boğaziçi Üniversitesi’nden, yüzde 15.2’sinin İstanbul Üniversitesi’nden, yüzde 7.6’sının Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nden, yüzde 7.6’sının Marmara Üniversitesi’nden, yüzde 6.3’ünün İstanbul Teknik Üniversitesi’nden mezun oldukları görülüyor.
İş dünyasında çalışkanlıkları ve yenilikçi yaklaşımlarıyla kendilerine haklı bir yer edinen kadın yöneticiler, Secretcv’nin yaptığı araştırmada çalışanlardan da “güven oyu” almayı başardı.
Eskiden çalışanlar erkek yönetici tercih ettiklerini söylerken, anket sonuçlarına göre günümüzde cinsiyet %45 oranında önem taşımıyor ve hatta çalışanların %16,6’sı özellikle kadın yöneticilerle çalışmayı tercih ediyor.
15 Haziran-26 Temmuz 2011 tarihleri arasında, 35 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirdiği anket sonucunda kadın yöneticilerin iş dünyasında, çalışanlar gözünde de rüştünü ispat ettiğini ortaya çıkardı. Önceki yıllarda yapılan araştırmalarda erkek yöneticilerin çalışanlar tarafından büyük bir farkla tercih edildikleri görülüyordu. Ancak, çalışkanlıkları ve yenilikçi yaklaşımlarıyla kendilerine iş yaşamında haklı bir yer edinmeyi başaran kadın yöneticiler, Secretcv’nin yaptığı araştırmada çalışanların tercihi oldular.
Yapılan ankette 30 bin katılımcının %45’i yöneticilerinin cinsiyetlerini önemsemediklerini belirtirlerken, %16’sı ise özellikle kadın yöneticilerle çalışmak istediklerini belirtiyor. Bu tercihin perde arkasında ise kadın yöneticinin sağladığı daha iyi bir iletişim ortamı yatıyor.
Anket sonuçları; kadın yöneticilerin çalışanlarıyla en çok “Daha iyi iletişim kurabilmeleri” (%66,37), çalışanlarına daha fazla inisiyatif hakkı tanımaları (%12,58), çalışanlarını daha az stres altında bırakmaları (%12,15) ve onlara daha az mobing uygulamaları nedeniyle tercih edildiğini de ortaya koyuyor.
Yöneticileri erkek – kadın diye ayırmak her ne kadar doğru olmasa da, iş dünyasında oluşan genel kanılar ve önyargılar bu ayrımın yapılmasına ve de üstüne üstlük kesin düşünceler oluşturmuş. Ankete katılan 30 bin kişinin %37,54’ü yöneticilerinin özellikle erkek olmasını tercih ederlerken, %16,6’lık bir kısım da kadın yöneticilerle çalışmalar istediklerini belirtiyorlar. Bu iki dilime de girmeyen %45,86’lık geniş kitle ise bizce doğru olanı yaparak yöneticilerinin cinsiyetlerini önemsemiyorlar.
Kadın olmasını isterim (%16,6)
Çünkü:
• Daha rahat iletişim kurabilirim (%66,37)
• Mobbing’e daha az maruz kalırım. (%8,9)
• Stres yönetimini daha iyi yapabilirim. (%12,15)
• Daha fazla inisiyatif alabilirim. (%12,58)
Erkek olmasını isterim (%37,54)
Çünkü:
• Daha rahat iletişim kurabilirim. (%56,5)
• Mobbing’e daha az maruz kalırım. (%14,11)
• Stres yönetimini daha iyi yapabilirim. (%17,08)
• Daha fazla inisiyatif alabilirim. (%12,4)
" Kadın yöneticide Avrupa'yı solladık "
Türkiye'nin kadın yönetici karnesi Avrupa'yı solladı. Uluslararası denetim, vergi ve danışmanlık şirketi Grant Thornton tarafından, 39 ülkede gerçekleştirilen "Kadın Yöneticiler" araştırmasına göre Türkiye, yüzde 25 kadın yönetici oranıyla hem yüzde 20 olan dünya ortalamasının üzerine çıktı, hem de Almanya ve Fransa gibi birçok AB ülkesini geride bıraktı. Türkiye'nin dünya ortalamasının üzerine çıkmış olmasının önemli bir gelişme olduğunu söyleyen Grant Thornton Türkiye Başkanı Aykut Halit, "Kadınların iş dünyasında var olmaları dünya ve Türkiye ekonomisi için bir zenginlik ve güç" dedi. Araştırmaya göre, şirketlerin kadın yönetici ortalaması 2009 yılında yüzde 24, 2004 yılında ise yüzde 19'du. Yüzde 45 ile kadın yönetici oranı en yüksek ülke Tayland'ın oldu.
Dünya tarihinin gördüğü en büyük lider, 20. YY'da yetişen en büyük deha, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk : Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!
10 yorum:
Umarım her şey daha güzel olur, mutlu Yıllar:)
umarım Bolat, sana da mutlu yıllar :)
guzel blogcan .. ikibinoniki sana ve sevdiklerine huzur ve mutluluk getirmesi dilegi ile, mutlu kutlu iyi yillar !
Sevgiler : )
kafasini calistirabilen hatun kariyerinde ilerleme gosterebilmis. egtim konusunda hatunun onune tas konulmasindan hic hazzetmesemde onune tas konulmamis hatunlarin ne derece yetenek fukarasi oldugunu gorunce uzulmekteyim. tabi ki bu yetenek mevzusunda her hatunu bir tutmamak lazim en basta soyledigim gibi kafasini calistirabilen hatunu her zaman tebrik ederim. ama buyuk bir bolumunun egitimi ne duzeyde olursa olsun 2x2 gibi basit bir islemi gerceklestirmek aciz oldugunu inkar etmeyeyim. butun hatunlar bir degildir ama aranizdan cikan 3-5 kisi butun iyi izlenimlerinizi sildirebilir.
2012'de daha fazla basari sahibi hatun olmasi dilegiyle.
Lô - Lâ, teşekkür ederim :) umarım senin içinde çok mutlu, sağlıklı ve başarılı bir yıl olur :)
Barney Sikerson, toplumun etkisi kadınlar üzerinde erkeklerde olduğundan daha fazla. Bence bu onların gelişimini yada senin deyiminle kafalarını çalıştırmalarını zorlaştırıyor. Ama yine dediğin gibi bu zoru başaranların da geldiği nokta ortada. Umarım ilerleyen yıllarda kadınların önüne taş koymaktan vazgeçeriz.
Barney'e lafım yok, çünkü o asla anlayamayacak ve ben de artık anlatmayacağım.
Fakat Sparrow, "bu zoru başaranların da geldiği nokta ortada" demişsin. Bunu nasıl oluyor da, kadın erkek diye bölüyorsunuz anlayamıyorum. Benim çevremde üniversite öğrencisi, kafası bacak arasından başka bir şeye çalışmayan, okulu bitirse bile hiç bir şeye sap olamayan en az 47 erkek var. Bu da tanıdığım erkeklerin yüzde 94 ü eder. Kadınlar, erkekler ne kadar kendilerinde güç olsa da, biz olmadan var olamayan mahluklar diyor mu! Eziyor mu ya da ezmeye çalışıyor mu! Hayır. Kadın sadece şartları ne getiriyorsa, o oluyor. Ben zeki ve başarılı bir kızım ama başka bir ailede doğmuş olsaydım cinsiyetim her ne olursa olsun, aptal bir insan da olabilirdim. Ondan ırkçı değilim, kadın-erkeğği ayırmam.
Ne kadar güzel bir yazı yayınlamışsınız ama hakikaten son cümleniz çok üzücü... Bu şekilde olduğu sürece de, taş koymaya devam edeceksiniz. Ama benim gibilere değil, o köylerde, 12 yaşında okumak isteyen kızcağızlara, babasından taciz edile edile büyüyen çocuğa!
Amacım bir terbisyesizlik değil, sadece kendi görüşümü söylemeden edemedim.
Alice, öncelikle hoş geldin bloguma ve yorumun için teşekkürler.
Sen benim yorumumu yanlış anlamışsın. Ya da ben kendimi yanlış ifade etmişim. Öncelikle hiçbir şekilde kadın - erkek ayrımı yapmayacağımı bil. Ayrımcılığın her türlüsüne karşıyım, cinsiyet ayrımcılığına da ırk ayrımcılığına da. Zaten eşitlik yanlısı olmasam bu yazıyı yayınlamaz, istatistiklere üzülmez, kaygımı paylaşmazdım.
Pek çok erkeğin kafası bacak arasındadır. Pek çok erkeğin yönetim mekanizması kafa tasının içinde değil bacakları arasındadır. Acı ama gerçek. Yalnız, sen kendi tanıdığın erkeklerden örnek vermişsin ya bende çevremdeki üniversite öğrencisi kadınlardan örnek verdim, yarısının yönetim mekanizması erkeklerle aynı bölgede, çoğu iki kelimeyi bir araya getiremiyor ve bahsettiğin gibi köylerde, baba tacizleri ile büyüyen kızlar değil bunlar, şehrin güzel bölgelerde lüks içinde bir dedikleri iki edilmeden büyüyen insanlar. Eminim sende bunların farkındasındır ve belki de ikimizin de kadın - erkek ayrımcılığına karşı olmamızın sebebi bu tarz kadınları ve bu tarz erkekleri görmemizdir.
" Bu zoru başaranların da geldiği nokta ortada " derken şunu kast etmek istedim. Kadın yöneticilerde bir kraliçe arı sendromu vardır. Tabii ki hepsinde değil ama çoğunluğunda. Ve bu da bana kalırsa son derece olumsuz bir şey. Kadın yöneticiler çevrelerinde kendilerinden başka başarılı kadın görmeyi pek istemez. Kıskançlık, duygular işe karışır. Buna ek olarak, ( yine bu konuda baş sorumlu erkekler malesef ki ) bazı kadınların zor işleri başarmasında, erkeklerin bu yolu onlara açmasında beklentileri farklı oluyor. Zaten Barney de " bu zoru başaran herkesi bir tutmamak lazım " demiş. Eminim bu konuda sende Barney'e katılıyorsundur.
Hoşbuldum Sparrow. Çok üzgünüm ki, sana tam 3 tane yanıt yazdım ve 3ünde de bilgisayarım kafayı yedi ve kapandı:) Bu son denemem:) Eğer yine kapanırsa, allahı devreye sokucam:)
Öncelikle, kafası bacak arasında olan erkekcikler ve kadıncıklar var elbet. Sıkıntı şu ki, burda ki oran kadınların bi 38796 katı falan. Aptal kadına gelirsek, evet bunlardan da var. Ama sanırım farklı bölgelerde yaşıyoruz ki, benim çevremde aptal oranı, demin bahsettiğimiz erkek oranının yarısı bile değil. Eee her durumda erkeklerin burda (her konuda olduğu gibi:) üstünlüğü söz konusu.
Sidik yarışı yapmayacağım. Fakat bana göre, kategorize edilen, genellenen herşey, ırkçılık, ayrımcılıktır. Sosyalist veya kominist de değilim.
Sadece sen bana, çalışan kadınların (bir kısmı), çok kompleksli diyorsan, bende sana benim çevremdeki çalışan, üst düzey kadınlarda, tapılacak derece de tatlı derim. Peki sonuç nedir? Bir sonuç çıkmaz, çünkü genellemek mantıksız bana göre.
Aynı şekilde, süper komplekslide bir sürü erkek var. Bunun sayısı kadınlara göre daha mı çok daha mı az, bunu da varsa allah bilir.
İşte bundan size ırkçısınız, ayrımcısınız dedim.
Sanırım kadın, erkek konularında ortak nokta bulmak zor. Çünkü ben insana sadece insan olarak bakarım, ha bir de şeytanlar ve aptallar vardır! Onlarınsa cinsiyeti yoktur:)
sanırım biraz fazla hırs yapmışsın :D
malum konuda erkeklerin oranın daha yüksek olduğunu kabul ediyorum ama kadınlarınki de azımsanmaması gereken bir oran bence. Üst düzey yöneticilere gelince, işletme son sınıf öğrencisiyim ve pek çok şirkette staj yaptım, çalıştım. İçlerinde üstlerim arasında hiç bir şikayetim olmayan ve en çok sevdiğim yöneticim kadındı ve bana ilk 4ü sorarsan da iki erkek iki kadın paylaşıyor. Aynı şekilde hiç memnun olmadıklarımı sorduğunda 1 ve 2. sıralarda erkekler var. Bu yüzden ki ben kadın yöneticilerin altında çalışmak isterim. Erkeklere iyi davranıyorlar ve onlara karşı bir kompleksleri olmuyor ( yada sadece benim yöneticilerim mi böyleydi, genellemeden kaçınıyorum ) ama gerçekten bu memnun olduğum insanların bile kadınlara karşı kompleksli olduğunu gördüm hem benim tecrübelerimi de bir kenara bırakırsak bu bilimsel olarak kanıtlanmış bir şey. Evet sana katılıyorum hepsi böyle değil. Ama bu oran da kadınlarda azımsanmayacak kadar fazla.
Ayrıca bende genelleme yapmadım, son cümlemde de " hepsini bir tutmamak lazım " diye ekledim :)
Yorum Gönder