15 Temmuz 2011 Cuma

Ayın Menüsü: Sivrisineklerle Süslenmiş, Bunaltıcı Sıcaklar Eşliğinde Koskocaman Bir Boşluk!

Çok değil bundan yaklaşık 2-3 ay önce bugünlerin gelmesini iple çekiyordum. Sınavlar bitsin, okul kapansın gece istediğim saate kadar oturayım erken kalkma derdim olmasın öğlene kadar uyuyayım. Ohhh tembellik!!

5 haftadır istediğim bu tembelliğe sahibim. Ama sıkıldım kardeşim. Hem bu sıcaklarda uykuda tutmuyor ki. Tutsa da zevkli ve tatlı olmuyor. Absürd absürd rüyalar görüyorum. Sabahın köründe ( 12,40 gibi ) telefonum çalıyor uykudan uyanıyorum, yapılır mı bu?

Bu ne biçim bir boşluk ya ve her şeyden önemlisi bu ne biçim bir sıcak? Global Warming yeter artık! Mayıs ayında kıçımız donuyordu yoktun piyasada Temmuzda mı açığı kapatıyorsun? İstenmiyorsun kardeşim defol git ya!

Tabi yaz aylarının vazgeçilmezi olan sivrisineklere değinmeden edemeyeceğim. Ya camı pencereyi açık bırakmamızı fırsat bilip daldın içeri, baktın bol kanlı şahıslar mevcut karnımı doyuriyim dedin geldin kanımı emdin. Buraya kadar tamam bir lafım yada şikayetim yok. Ya kardeşim niye susmuyorsun? İlla o vızır vızır sesi çıkarmak zorunda mısın? Ulan beleşe A RH + kan veriyorum sana, hem sana verdiğim kanı Kızılay'a bağışlasaydım kaç bin litre kan olurdu senin haberin var mı? + Canım arkadaşlarımdan birisi DNA İzole etmek için kanımı istediğinde, o kanı vermeden önce ne kadar oyaladım ben arkadaşımı senin haberin var mı? Seni zerre oyalamıyorum geliyorsun emiyorsun gidiyorsun! Oh ne rahat! Ama sus be kardeşim. Zaten sırf sen ses çıkardığın için uykum gelmiyor. Bakıyor yol üstündeyken bu taraflara. Senin ses çıkardığını duyuyor ee tabi o da senin çıkardığın sesleri sevmiyor. Sen varsın diye geri dönüyor. Gel bir anlaşma yapalım canım kardeşim. Ses varsa kan yok! Ya susarsın yada aç kalırsın keyfin bilir hıh. Kaparım vallaha camı gerekirse sıcaktan pişerim yine de almam seni içeri!



Aslında benim bu yazı bu kadar sıkıntılı geçirmemin başrolünü bir KOBİ ile yurdumun önde gelen holdinglerinden biri paylaşıyor. Daha önceki yazılarımda da değindiğim gibi bundan yaklaşık bir ay önce Probil isimli bir şirkete staj başvurum kabul oldu. Önce ne zaman istiyorsan gel başla dediler bir hafta sonra da olmadı ya kusura bakma! Dallamalar! Aradan biraz zaman geçti Eczacıbaşı Ekom diye bir şirkete başvurum kabul oldu evraklarımı götürdüm bir haftalık prosedür soruşturması olacak dediler 2 haftayı geçti hala ses seda yok! Zaten Temmuz ayının sonuna kadar staj yapacaktım orada aha ayın ortasındayız. Ne zaman ses çıkacak daha!

Bu kadar yakınmanın üstüne minicik güzel bir şey yazayım. Pazartesi günü yakın arkadaşlarımdan birisiyle uzun bir uğraş ve iletişim çabasından sonra X-Men: First Class isimli filme gittik. Hayatımda izlediğim en iyi filmlerden birisiydi. Kesinlikle izlenmesini tavsiye ediyorum. Zaten film vizyona girdiğinden beri herkesten olumlu yorumlar duyuyordum. Herkesin dediği kadar varmış gerçekten de. Ve içlerinden en beğendiğim yorumu çalıyorum: X-Men gerçekten de First Class!


Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...