Günlerden 28 haziran. Ben tatile gireli tam tamına 20 gün oluyor. Ve bu 20 günün neredeyse tamamına yakınında olduğu gibi bu gece de sabah ezanını duymaktayım ( şu an ). Uyku düzenim bozuldu daha az uyur oldum sanki. Ee tabi bazı günler 12 saat falan uyuduğum da olmadı değil. Ama bugün Temmuz ayı için bir staj teklifi aldım ve kabul ettim. Bu staj hayatımı bir aylığına da olsa düzene sokacak.
Son bir kaç gündür birini düşünüyorum. Daha önce hayatımdan çıkardığım birini. Neden bu kadar fazla düşünmeye başladım onu? Bilmiyorum. Bu kadar fazla düşünmem normal değil. Çok değil 3 ay önce iyi kötü görüşür konuşurduk. Ben ona sıkıntılarında destek olmaya çalışırdım. Beceremezdim orası ayrı. Elimden gelenler onu iyi etmeye, kendine getirmeye yetmiyordu ve bunu görmek beni fazlasıyla üzüyordu ama yine de deniyordum. Sonuçta bu kişinin üzüntüsü annesinin göğüs kanseri eşiğinde olması idi. Böyle bir durum söz konusu olduğunda kimse kolay kolay kendine gelemeyebilir. Ve benim destek olmaya çalıştığım şahıs bu durumun en başında pes etmişti. Daha teşhis bile konmadan kendini mağlup ilan etmişti.( yada bazı şeyler için bunu bahane etmişti. sanırım bu sorunun cevabını hiçbir zaman öğrenemeyeceğim.) Benim tatlı dilim onu mücadele etme konusunda ikna etmeye yetmedi. Kızmalarım, bağırmalarım, motive etmeye çalışmalarım hiçbir işe yaramadı. Ve bir gün bu şahıs benimle bağlantısını koparma kararı aldı. Çünkü bunalımdaydı ve ne zaman toparlanacağını bilemiyordu. Böyle bir durumda da en iyisinin yalnız kalmak olduğuna ( yada beni kendinden uzaklaştırmak olduğuna ) karar verdi. Ve kararını uyguladı. Saygı duydum. Hala da saygı duyuyorum. Ve neyseki yaklaşık 2 hafta önce annesinin biopsi sonuçları temiz çıktı ve kanser riski olmadığı görüldü. Tekrar geçmiş olsun hanfendi!
Şimdiki durum ne acaba onun hayatında genel olarak? Umarım mutludur. Facebook'dan fotoğraflarına bakıyorum. Saçlarını uzatmış ve çirkinleşmiş. Eğer olur da bir gün karşılaşırsam onunla sanırım ilk söyleyeceğim şey: " kendini neden çirkinleştiriyorsun? kısa kestir şu saçları " olacak.
Eğer hala 4 ay önceki kişiyse onunda nadiren olsa da az çok beni düşünme ihtimali yok değil. Ama hala o kişi mi değil mi bilmiyorum. İnsanların değişeceğine inanmazdım ben. Ama ben bile yaşadığım zorluklar karşısında kısa süreli değişimlere uğradım. Gerçi o zorlukları atlatınca tekrar eski halime döndüm hep ama bahsi geçen şahıs da bu değişimler ve eski hale dönmeler nasıl gerçekleşiyor bilmiyorum.
Asil biriydi diyebilirim, fedakar ve iyi niyetliydi. Onu uzun süre tanıma fırsatım olmadı. Ağustos 2010'da tanıştım, Nisan 2011'den sonra bir daha görmedim. Bu süre zarfında onu aslında çok az tanımışımdır herhalde. Güçlü biri diye görmüştüm ilk günlerde. Ama annesinin rahatsızlığı konusunda ( her ne kadar ciddi bir rahatsızlık ihtimali olsa da sadece ihtimaldi ortada bir teşhis yoktu ) çabuk pes etti, ya da benim öyle düşünmemi istedi. Aslında gözlerimin içine bakarak bunun yalan olmadığını söylemişti. Bu durumda ona inanmam gerekir ama yine gözlerimin içine bakarak bana yalan söylediği de olmuştu. Şimdi nasıl inanabilirim ki?
Sonuç olarak sebepsiz yere ( bana göre ) insan kaybettik. Onda var mı yok mu bilmiyorum ama beraber geçirdiğimiz tek bir güzel anın bile bende hatırı mevcut. Benim için döktüğü tek damla gözyaşının ebediyen hatırı olacak. Bana ısmarladığı bir çayın, kahvenin, yemeğin, tatlının hatırına onun için mutluluk dilemeye devam edeceğim sanırım.
Umarım hak ettiği huzuru bulmuştur ya da bulmak üzeredir ya da bir gün mutlaka bulur...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder